İlk Yayın: 7 Aralık 2024 – Güncelleme: 7 Aralık 2024 10:27
Anamur-Bozyazı Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş,”ÇİFTÇİ TV” de üreticilerin sorunlarını anlattı.
Üreticilerin de tüketicilerin de mağdur durumda olduğunu belirten Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş, yazılı ve görsel basının ve siyasilerin sorunları dile getirmediğinin altını çizdi.
Muz üretimindeki düşüşe vurgu yaparak TBMM Tarım Komisyonu üyelerini göreve çağıran Anamur – Bozyazı Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş, Ziraat Bankası’nın bakım – onarım kredisinin miktarını birçok üründe arttırırken, muzda 3 yıldır aynı tutmasına isyan ederek, krediyi almanın da giderek imkânsız hale geldiğine dikkat çekti.
“Tarım sektöründe enflasyonun yükselişinde nedense hep üreticilerin günah keçisi olduğunu kaydeden Gümüş, “Bölgemizde muz üretimi yapılıyor olup, 23- 25 liraya mal ettiğimiz ürünü 28 – 30 liraya satıyoruz. Zincir marketlerde bu fiyat 60-70 lira. Yetkililere soruyorum buradaki enflasyonun esas sebebi çiftçi mi.
Tarlasında, bağında bahçesinde yağmur, çamur, kış, kar demeden, 365 gün mücadele veren çiftçinin sırtına yükleniyor. Ama ne yazık ki şuanda arzı da talebi de oluşturan zincir marketler belirliyor.
Evet şuanda Türkiye’de serbest piyasa ekonomisi uygulanıyor ama ben ziraat Odası Başkanı olarak ya bu serbest piyasadan vazgeçilmesi, ya da serbest piyasanın kontrol alınmasını istiyorum.
Şayet kontrol altına alınmazsa ülkemizde bulunan zincir marketler nedeniyle, üretime katkı sağlan işletmeler ve tüketiciler mağdur durumda, zincir marketlerin zincirinde yok olmakla adeta karşı karşıya.
Şuanda çiftçi para kazanmıyor, maliyetler aşırı derece artıyor. Mazotun, gübrenin fiyatı ortada. Bunların karşısında üretici gerçekten üretemez duruma geldi. Şuanda yaş ortalamamız 58-60’a çıktı. Ne siyasiler, ne yöneticiler buradaki enflasyonun günah keçisi olarak üreticileri bulmasınlar.
Buradan uyarıyorum; zincir marketleri kontrol altına almadığımız müddetçe gıdada ki enflasyonu düşürmemiz mümkün değil. Şuanda önümüzdeki günlerde yılbaşından sonra asgari ücret oluşturulacak ama nedense marketlerde bir fiyat etiketi telaşı başladı” diye konuştu.
Denetimler ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Başkan Gümüş, zincir marketlerin denetimleri ile ilgili kurumların denetim yaptıklarını bunun da yeterli gelmediğini söyledi.
“Biz üretici olarak hem hak ettiğimiz fiyatı alamıyoruz hem de tüketici hak ettiği fiyata ürünü tüketmiyor” diyen Başkan Gümüş, şöyle devam etti; “Eğer bizim önerimiz kabul edilirse denetim daha sağlıklı bir biçimde yürütülürse, üretici hak ettiği fiyatı alacak, artık oda mutlu olacak, tüketici de daha fazla ürün tüketme imkanı bulacak. Ama piyasa bir takım kartellerin, zincir marketlerin eline kalmış. Bundan ülkemizi kurtarmamız gerekir.
Tarım meselesi, siyaset, iktidar, muhalefet meselesi değildir. Ülkemizdeki 85 milyonun meselesidir. Tarım sadece, çiftçinin sorunu değil. Tarım ülkenin sorunu, Eğer ürün üretemezsek yok oluruz. Zincir marketlerin kesinlikle üretim ile alakalı en ufak bir endişeleri yok. Onlar, ‘bu ülkede üretilmezse nasıl olsa ithal’ ederiz diyorlar. İthalata bizi mahkum etmek istiyorlar. Türkiye’nin muz üretimi 2022’de 997 bin ton iken 2023 yılında 93 bin tona düştü.
Çilekte, domateste, patlıcanda, salatalık da bu kredi arttı. Ama ne yazı ki muz da bu destek 3 yıldır aynı ve Ziraat Bankası da bu krediyi vermek istemiyor.
Bu konuda TBMM’de Tarım Komisyonu üyelerine bunları rapor ederek, siyasi partilerimizi bilgilendirdik. TBMM’deki tarım Komisyonu Üyelerimizin görevi, Türk tarımını ayakta tutmaktır. Bu nedenle umarım komisyon üyeleri bizim çağrılarımıza kulak verir ve mecliste bizim dilimiz olurlar. Bizim elemiz ayağımız olurlar. 2023 yılında muzumuz 930 bin tona düştü. Muzda bir gerileme var. 2024 yılında ise kanaatimce 850 bin tonlara düşer diye endişe ediyorum. Şayet biz bunu tedbirlerini almazsak, yani tadilat kredisini en az 100-150 bin liraya çıkarılmasını sağlamalıyız.
Geçmişte, seraların modernizasyonu ile alakalı eskimiş naylonların değişimi, bakım ve onarımı ile ilgili devletimiz süspansiyonlu kredi veriyordu ama bu da kesildi. Sürdürülebilir bir muz üretimi yapabilmemiz için bun desteklerin geri verilmesi gerekir. Devletimiz tarafından yıllarca ithal muza uygulanan yüzde 145,8 vergi ile ithal muz engellendi, çiftçi nefes aldı ama bu tedbirleri almazsak tekrar ithalata mahkum olacağız. Şuanda biz Türkiye’deki muz tüketimimizin, yerli ve milli üretimini karşılayabiliyoruz. Ama eğer bu tedbirler alınmazsa ise önümüzdeki günlerde ithal muza mahkum olmak zorundayız.
Geçmiş yıllarda muz da, yüzde 60-70 oranında hibe kredileri artı süspansiyonlu krediler verilirdi. Ancak bu kredilerden küçük aile işletmeleri yararlanamadı. Sermaye şirketlerin verildi bu krediler. Zaten adam serayı bedava yapmış oldu. Şimdi bu seranın demirini satsa hiçbir zararı olmaz. Biz süspansiyonlu hibe kredilerin küçük aile işletmelerine verilmesini istiyoruz. Geçmişte hayvancılıkta bunu yaşadık. Devletimiz hibe krediler verdi, büyük ahırlar yapıldı ama küçük aile işletmeleri yok edildi. Şuanda bir tane sahada devletimizin desteklemiş olduğu ahır kalmadı, tüm inekler satıldı. Yine aynı şekilde bu konu sulu ve kuru tarımda da yaşanıyor. Hayvancılıkta düştüğümüz olumsuz duruma düşmemeliyiz. Devlet yüzde 60-70 oranında hibe kredi veriyorsa artık bu işletmeler kayıt altına alınmalı, 5 yıl sonra üretimi terk etmeyecek insanlara verilmeli. Çünkü bizim küçük aile işletmelerimiz kar etse de, zarar etse de sürekli tarımın içerisinde. Bir yıl traktörünü, diğer yıl bindiği arabasını satıyor, tefeciden para alıyor, bankalara borçlanıyor ama başka yapacak bir şeyi yok.”
Doğrudan gelir desteklerine de itirazları olduğunu vurgulayan Ahmet Şeref Gümüş, bu desteklerin ekilmeyen arazilere verildiğini savundu. “Biz devletin bu desteğinin gerçekten üretene verilmesini istiyoruz” diyen Gümüş, eğer üretene verilmezse şuanda 60’a gelen çiftçi yaş ortalamasının önüne geçilemeyeceğini kaydetti. “Gençlerimiz tarıma dönmüyor. Gençleri tarıma yönlendirmemiz için onları teşvik etmemiz gerekir” diyen Gümüş, bu kapsamda tarımda faaliyet gösteren gençlerin ve kadınların en az 30-35 yaşına kadar Bağ-Kur primlerinin devlet tarafından ödenmesi gerektiğini söyleyerek, “Aksi takdirde ülkede tarım bitecek” dedi.
Öte yanan semt pazarları ve manav satışlarının sıcak parayı piyasada tuttuğunu, zincir marketlerin ise bu duruma da darbe vurduğunu söyleyen Başkan Gümüş, “Eskiden seyyar satıcılar vardı, toplumun, en dar gelirli olan insanları buradan alışveriş yapıyordu. Daha sonra Pazar yerleri vardı. Sonrasında mavnalar gelirdi. Şuanda ne yazık ki Hal Komplekslerimiz işletilemez hale geldi. Tüm yasalar, tarımdaki ağlar, zincir marketlere göre düzenleniyor. Serbest piyasa ekonomisinden dolayı eskiden Hal Tesislerinde oluşturulan fiyatlar Ticaret Bakanlığı tarafından, ‘serbest piyasa ekonomisi var, kimse fiyat oluşturamaz’ denilerek engellendi. Şuanda arzı da, talebi de zincir marketler oluşturuyor. Ülkemizde arz-talep dengesi yok, zincir marketlerin karşısında gıda için tedbir alınmalı, ya serbest piyasa ekonomisi uygulamasına son verilmeli ya da denetime tabi tutulmalı. Biz muzu 30 liraya satarken, markette tüketiciye 60-70 liraya satılıyor. Çiftçi kazanmıyor.
Ayrıca tarımda yapısal sorunlar var. Muzun uzun ömürlü olabilmesi için raf ömrünü korumak adına bir sıcaklığa ihtiyacı var. 16-18 derece soğuk hava deposundan çıkan muz, açık arabalarla sevk ediliyor. Yetkililer kesinlikle frigo arabalara deste vermeli. Oysa çilekte bu destek veriliyor. Anamur’dan yüklene muz, 18 derece ile depodan çıkıyor ama yolda eksi 5 dereceyi görüyor ve muz da kararma oluyor. Muzun raf ömrü azalıyor. Tüketiciye sağlıklı ürün ulaşmıyor. Devletimiz muzun pazarlama ağını sağlayan insanların önünü açmalı ve frigo araçlara destek vermeli, Artık eski araçları ortadan kaldırmalıyız.
Tarımdaki yapısal sorunları acilen çözmemiz gerekir. Şayet bunları çözmezsek geriye gideriz. Kontrollü tarım yapılmalı, doğrudan gelir desteği üretime verilmeli, tarımın sibobu küçük aile işletmeleridir, onlar desteklenmelidir” şeklinde konuştu.